Aile ve Çift Terapisi Nedir?

Aile ve çift terapisi, ilişkilerde olumlu değişimi sağlayabilmek adına çiftler ya da tüm aile arasında yakın ilişkinin çalışıldığı, psikoterapinin bir dalıdır. Çift terapisinde temel amaç çiftlerin kendileri ve birbirleri hakkında daha derin bir anlayış kazanmalarını sağlamak ve ilişkilerinde hedefledikleri değişikliklere yardımcı olmaktır. Terapi çift ile birlikte çekirdek aileyi de kapsıyorsa aile terapisi olarak anılır ve çiftin kendi aralarındaki sorunlardan çok aile üyelerinin birbirleriyle olan ilişkilerine odaklanır. Aile terapisi uygulamalarında odak zaman zaman çiftler arasındaki ilişkiye kayabilir. Böyle durumlarda çocukların da sürece dahil edilip edilmeyeceği hakkında terapistin görüşünü almak önemlidir.

Kişin bireysel sorunları dışında diğer kişilerle kurduğu tüm ilişki çeşitleri de ruh sağlığı ve duygu durumlarının dengelenmesi için önemlidir. Özellikle en yakın çevrede bulunan anne babalar, eş ve çocuklarla kurulan ilişkiler kişinin tüm hayatı üzerinde etkilidir. Bu yakın ilişki türlerinde yaşanan zorlu dönemler, çalkantılar ve sıkıntılar ise kişinin ruh halini etkilediği gibi tek başına aldığı yardımla çözülmesi de her zaman mümkün olmaz.

Bu nedenle partner ile ya da tüm aile olarak alınan aile ve çift terapisinde amaç, aile içinde ve çiftler arasında yaşanan zorlu süreçleri herkesin açısından ele alarak çatışmaları çözebilmek ve tüm aile bireylerinin pozitif gelişim gösterebilmesini sağlamaktır. Terapi seanslarında hem ailedeki sorunların hem de diğer insanlar ile yaşanan sıkıntılı süreçlerin çözüme kavuşması, ailenin her bireyinin huzurlu olması hedeflenir.

Terapi boyunca ailedeki tüm üyelerin birbirileriyle uyum içinde yaşamaları, birbirilerine yardımcı olmaları hedefiyle her birinin sorunları aile içindeki durumuna göre hedeflenir. Son yıllarda daha çok kişi tarafından tercih edilmeye başlayan aile ve çift terapisi, çiftlerin kendilerini yoran ve ilişkilerinin bitmesine dahi neden olabilen ilişki problemlerinin çözülmesi için en etkin yöntemlerin başında gelir.

Aile ve çift terapisinin etkisi, uzun vadede kendini daha çok gösterir. Terapi alan tüm aile bireyleri, kendileri ve diğer aile üyeleri hakkında daha çok şey öğrenip farkındalık kazanırken, ilişkilerini geliştirirler. Terapi sayesinde sorunlarla baş etme becerisi elde edildiği için sadece o döneme ait sorunlar çözüme kavuşmakla kalmaz, sonrasında ortaya çıkabilecek problemlerle baş edilmesi için de uygun ortam yaratılır.

Siz de aile ve çift terapisine ihtiyaç duyduğunuzu düşünüyor, eşiniz, çocuklarınız ya da ebeveynleriniz ile yaşadığınız sorunları çözmek istiyorsanız Psikologofisi üzerinden deneyimli isimlerle görüşmeye hemen başlayabilirsiniz. Sesli ya da görüntülü gerçekleştireceğiniz online terapi seansları ile hayatınızdaki sorunlarınıza çözüm bulabilirsiniz.

Aile ve Çift Terapisinde Hangi Sorunlar Paylaşılır?

Her ne kadar bütün çiftler ve ihtiyaçları birbirinden farklı olsa da çift terapisi uygulamalarında en sık karşılaşılan problemler çiftler arasındaki iletişim eksiklikleri, çiftler arasında sıklığı artan tartışmalar, duygusal ihtiyaçların karşılanamaması, finansal problemler ve çocuklar hakkında yaşanan çatışmalar olarak sıralanabilir. Partnerler; aldatma, bir aile üyesinin ani kaybı gibi kriz durumlarının sonucunda da çift terapisi uygulamalarını tercih edebilirler.

Aile ve Çift Terapisinde Terapistin Rolü Nedir?

Çift terapisinde terapistin görevi, her iki tarafı da dinleyerek duygu ve düşüncelerini doğru bir şekilde ifade etmelerine ve yaşadıkları problemlerin kaynağını görebilmelerine yardımcı olmaktır. Terapist çift terapisine katılan çiftlere çoğunlukla kişisel hikayeleri, ilişkileri ve ilişkilerinde yaşadıkları, problem olarak gördükleri olaylarla ilgili sorular sorarak problemli alanları tespit etmeye çalışır. Değerlendirme ve terapi planının belirlenmesinden sonra terapist çoğunlukla çifte yeni bakış açıları kazanmalarını ve yaşadıkları olayları farklı biçimde yorumlamalarını sağlamayı amaçlar. Çiftin yaşadıkları iletişim problemlerinde arabuluculuk yaparak birbirlerini doğru bir şekilde anlamalarına ve kendilerini ifade etmelerine yardımcı olur.

Aile ilişkilerinde, eşiyle, çocuklarıyla ya da ebeveynleriyle orun yaşayan kişiler ya da evlilik öncesinde de ilişkisinde problemler yaşayan herkese aile ve çift terapisinden faydalanabilir. Aile ve çift terapisinin sanılanın aksine oldukça geniş ve yaygın bir uygulama alanı vardır. Çünkü sadece ilişkilerdeki sorunlara yönelik uygulanıyor gibi görünse de aslında tüm psikolojik hastalıklarda, diğer terapi yöntemleri ile birlikte destekleyici terapi yöntemi olarak kullanılabilir. Kullanım alanlarından başlıcaları şunlardır;

  • Çiftler arası ilişkiler
  • Evlilikte karşılaşılan sorunlar
  • Boşanma süreci
  • Çocuk ve ergen ruh sağlığı
  • Çocuk ve ergenlerde görülen davranış bozuklukları
  • Okula uyum sorunları
  • Ergen ve genç yetişkinlerde görülen yeme bozuklukları
  • Alkol ve madde bağımlılığı
  • Yas süreçleri
  • Kayıplara bağlı oluşan travmalar
  • Duygusal istismar ve şiddet vakaları
  • İş değiştirme, taşınma gibi tüm aileyi etkileyen değişimler
  • Ebeveynlik becerileri
  • İkinci evlilik ve çocuklara etkileri
  • Evlat edinme süreci
  • Farklı bir şehre / ülkeye göç eden aileler
  • İş yaşamından kaynaklı stres
  • Ekonomik sıkıntılar

Birçok vakada, aile ve çift terapisi diğer psikoterapi yöntemlerine eşlik edebildiği gibi zaman zaman ilaçla tedavi yöntemi ile birlikte kullanıldığı vakalar da vardır. Bazı durumlarda ise aile ve çift terapisi yasal olarak önerilmektedir. Özellikle aile mahkemelerinde boşanma davalarında bazı çiftlere önce aile ve çift terapisi önerildiği bilinmektedir.

Hiçbir ikili ilişkinin sorunsuz ilerlemesi mümkün olmadığı gibi her evliliğin mükemmel olduğu da söylenemez. Neredeyse her çift evliliği boyunca kendilerinden ya da dış etkenlerden kaynaklı olarak birçok sorunla karşılaşabilir. Kimi zaman bu sorunlar kişiler tarafından çözülebilirken bazı durumlarda da bir uzmandan destek almak zorunluluk haline gelebilir. 

Kişilerin karşılıklı konuşarak çözüme kavuşturamadığı sorunlar, evliliğin yavaş yavaş tükenmesine neden olabilir. Sorunlar, her iki tarafın da sürekli hayal kırıklığı yaşamasına, evliliğinden tatmin olamamasına yol açar ve kavgalar süreklilik kazanır. Sık  sık tekrarlanan ve giderek şiddeti artan kavgalar çözüme ulaşılmasını sağlamadığı her iki tarafın da ruh sağlığını olumsuz etkiler. Bazı evliliklerde ise bu kavgaların yerine iletişimin tamamen koptuğu bir senaryo ile karşılaşılır. Eşler birbirinden kopup sorunları yok saydıkça evlilik yaşamları da psikolojiler de daha kötüye gider.

Genel olarak sorunları çözmeyen şiddetli kavgalar, karşılıklı negatif duyguların artması, seks hayatının kötüye gitmesi ya da taraflardan birinde tatmin yaratmaması, iletişimin kopması evlilik içinde karşılaşılan sorunlar olarak sıralanabilir. Tüm bu sorunların çift birbirilerini seviyorsa ve evliliklerini devam ettirme istekleri varsa çözülebileceği unutulmamalıdır. Elbette, hiçbir şekilde sorunlar çözülemediği evliliklerde boşanma bir seçenek olmakla birlikte öncesinde çözüm bulmak için çalışılması da bir seçenektir. Her iki tarafın da istekli olduğu durumlarda evliliğin terapi seansları ile daha sağlıklı bir boyuta ulaşması mümkündür. Ayrıca, unutulmamalıdır ki evlilik terapisi almak için resmi olarak evli olmak bir zorunluluk değildir. Uzun dönemli ciddi ilişkilerde de bu tür problemlerle karşılaşmak mümkün olduğu için çift terapisi bir ihtiyaç haline gelebilir.

Diğer yandan, evlilik terapisi almak için illa baş edilemeyen sorunlarla karşılaşılmasına da gerek yoktur. Henüz ülkemizde terapi ile ilgili önyargılar aşılamadığı için bu durum pek yaygın olmasa da çiftlerin ilişkilerini geliştirebilmek için evlilik danışmanlığı alması da karşılaşılabilen bir uygulamadır. İlişkiyi bir sonraki adıma taşımak, ileride karşılaşılabilecek sorunlardan kaçınmak, gelecek planlarını huzur içinde yapabilmek için de evlilik danışmanlığı almak mümkündür.

Aile ve çift terapisi uygulamalarında birbirinden farklı birkaç yöntem kullanılabilir. Bazı terapi uygulamalarda ailenin tüm bireyleri aynı seans içinde bir araya gelirken, bazı uygulamalarda aile üyelerinden bir ya da birkaçı, çiftlerden sadece birisi de seansa alınıp sırayla terapi uygulanabilir.

Diğer yandan belirli vakalarda çekirdek aile dışından da terapiye katılım olması gerekebilir. Büyükanne ve büyükbabalar aile ile birlikte yaşıyorsa terapi seanslarında bulunmaları karşılaşılabilen bir durumdur. Ayrıca, çocuğun sorunlarını merkeze alan aile terapisi uygulamalarında, uzmanın gerekli gördüğü durumlarda çocukların öğretmenleri, rehberlik öğretmenleri ya da sosyal hizmet uzmanları da görüşmelere katılabilir.

Aile ve çift terapisi, karşılaşılan sorunların şiddetine göre değişmekle birlikte ortalama 8 ile 24 seans arasında sürebilir. Bir seansın süresi 50 dakika – 1 saat arasındadır.  Hastanelerde, özel merkezlerde ya da online olarak gerçekleşecek seanslarda tüm aile üyeleri birlikte alınabildiği gibi tek tek de alınabilir ve gerekli durumlarda seans iki terapist katılımıyla gerçekleşebilir.